Yangın bölgesindeki yurttaşlar: Geç müdahale edildi 2025-08-17 09:08:19   Gülistan Gülmüş   AMED- Licê, Karaz ve Henê ilçelerinde çıkan yangınlara geç müdahale edildiğini belirten yurttaşlar,  yangının karakol tarafında çıktığını söyledi.   Amed’in Henê (Hani), Karaz (Kocaköy) ve Licê ilçelerinde 15 Ağustos tarihinde yangın çıktı. Birçok köyün yakın çevresini etkileyen yangına geç müdahale edilmesinden dolayı binlerce dönüm alanda ağaç yandı. Yangın 16 Ağustos sabahın erken saatlerinde söndürülse de öğle saatlerinde yeniden harlanmaya başladı. Burada da gün boyu yapılan müdahaleler sonucunda yangın söndürülebildi. Licê’nin Celkê (Güçlü) ve Dahblo (Karahasan) köyünde çıkan yangında etkilenen yurttaşlar ve diğer köylerde yangından etkilenen yurttaşlar yaşanan afete dair JINNEWS’e konuştu.   ‘Onlar gelene kadar her yer yandı’   Licê’nin Dahblo (Karahasan) köyünde bulunan mezrada yangından büyük oranda etkilenen Selma Pamuk, olayın gelişim sürecine dair paylaşımlarda bulundu. Yardımların geç geldiğini ve yangının daha da yaygınlaştığını kaydeden Selma Pamuk,  “Öğlen saat 14.00 gibiydi, hepimiz oturuyorduk yemek yiyorduk. Birden kızım içeri girdi ve, ‘Anne yangın çıktı’ dedi. Bizler de hemen ayaklandık, kuyularımız kurumuştu. Elimizde olan suyu getirdik, döktük. Ardından bir rüzgarla beraber ateş daha da gürleşti. İtfaiyeyi kaç defa aradık, diğer bölgelerde de yangın çıktığı için hemen gelemediler. Perişan olduk, eşimin yüzü yandı. İçeceğimiz suyu bile buraya döktük. Daha sonra itfaiyeler geldi. Kızım ateşten etkilendi, yaralandı. Eşimin annesinin de tansiyonu çıktı. Yetkililerden bize daha fazla su vermelerini istiyoruz, eğer yeteri kadar suyumuz olsaydı yangın dağlara kadar uzanmazdı, söndürürdük. Suyumuz ateşi söndürmeye yetişmedi, onlar da gelene kadar her yer yandı. Sabah saat 4’e kadar yangını söndürmeye çalıştık” ifadelerine yer verdi.   ‘Gece boyunca uyumadık’   Selma Pamuk, devamla “Burada sularımız bitti, kimse bizimle ilgilenmedi, devlet ilgilenmedi, ‘Bu halkımızın suyu bitmiş onlara bir tank su götürelim’ demediler. Bahçelerimiz yandı, cevizler kendiliğinden yetişmiyor, su veriyoruz. Ne emeklerle yetiştirdik, hepsi yandı. Ağaçlarımız için yardım istediğimizde ise, ‘Sadece eve ve çevresine müdahale edebiliriz’ dediler. Gece boyunca uyumadık. Her yerin yanmasıyla hayvanlarımızın da tüketeceği bir şey kalmadı” dedi.   ‘En başından ilgilenselerdi yangın büyümezdi’   Lice’nin Celêk (Güçlü) köyünde yaşayan ve yangına her iki gün maruz kalan bir diğer yurttaş Fatma Ay ise yangının çıkma anına dair paylaşımlarda bulundu. Fatma Ay, “Yangın karakolun arkasındaki bölgeden başladı. Yangın başladığında kimse pek takmadı, sonra git gide geldi, içimize girdi, mezarlık yandı. Hayvanlarımızı da gece boyunca dışarıda bıraktık, yangın çıkarsa yanmasınlar diye. Buraya bugün itfaiye geç geldi. En başından direkt gelselerdi yangın bu kadar büyümezdi. Çok ilgilenmediler, diğer gün de çok az ilgilendiler. Bizler onlara, ‘Rüzgar yine yangını çıkaracak, bir şeyler yapın’ dedik” diye konuştu.   ‘Doğamıza her zaman böyle yapıyorlar’   Yaşadıkları bölgede doğanın her zaman talana maruz kaldığını kaydeden Fatma Ay, burada sürekli bir doğa olayı olduğunu kaydederek, “Bugünkü yangın da öğlen saatlerinde çıktı. Sanki benzin dökülmüş gibiydi, bir türlü söndüremedik. Nasıl çıktığını bilmiyoruz, sadece karakolun arka kısmından geldiğini biliyorum. Birçok müdahaleyi kendimiz yaptık, eşim kalp hastası ona rağmen biz her şeye müdahale etmeye çalıştık. Eğer bizler müdahale etmeseydik, daha da büyürdü. Bizim doğamıza her zaman böyle yapıyorlar, bize rahat vermiyorlar. Her zaman başka yerler değil, burası yanıyor” şeklinde konuştu,    ‘Yangını askerler çıkardı’ iddiaları    Yangından etkilenen diğer yurttaşlar da, birçok bölgede yangınların karakol taraflarında çıktığını, yangının bilinçli şekilde çıkarıldığından şüphelendiklerini belirtirken,  daha önce de askerler tarafından bölgenin ateşe verildiğine dikkat çekti. Yine bölgeye giden sivil toplum örgütü temsilcileri de benzer şüphelerde bulunurken, karakolların dibinde başlayan yangınlara erken müdahale edilmemesinin ihmalkarlık olduğuna işaret etti.